Sosyal Anksiyete aynı zamanda sosyal fobi olarak da bilinmektedir. Peki sosyal anksiyete nedir? Sosyal anksiyete bireyin günlük hayatında (işte, okulda, kafede, arkadaş ortamında, kalabalık ortamlarda vb.) başkaları tarafından gözlem altına alınmaktan veya yargılanmaktan korkmasından dolayı ortaya çıkan yoğun anksiyete, korku, ve utanç duygularına verilen isimdir.
Normal şartlarda bazı sosyal durumlarda ortaya çıkar. Örneğin yeni tanışılan birisiyle ilk randevuya çıkarken, derste sunum yaparken veya bir iş başvurusunda mülakata girerken bireyde gerginliğe yol açabilir ve bu normaldir. Ancak sosyal anksiyete bozukluğunda korku ve anksiyete, bireyin bu tür olaylardan hayatını bozabilecek derecede bunları hissetmesi ve bu yüzden de şiddetli stres bireyin günlük rutinini, işini, okulunu veya diğer aktivitelerini etkileyebilir ve de işlevselliğini bozabilir.
Sosyal anksiyete bozukluğu psikolojik bir durumdur ve tedavisi mümkündür. İlaç ve psikoterapi desteği ile bu durumdan kurtulmak mümkündür. Bu tür soruna sahip kişilerin hayatlarında yaşadığı en büyük problemlerin başında onları doğru yönlendirecek birinin (rehberin) olmamasıdır. Psikoterapistler bu nokrada çok kritiktir. Danışanlarına rehberlik etmekle yükümlüdürler. Ve tabi ki bu durumu yaşayan kişilerin en yakınında ki kişilere (aile üyeleri, arkadaşları..) de iş düşmektedir.
Sosyal Anksiyetesi Olan Birine Söylenmemesi Gerekenler!
“ Artık kendini toplaman gerekiyor. Sakin olur musun! ”Bu cümle sosyal anksiyetesi olan kişiyi daha da üzebilir ve incitebilir. Yani kendisini daha da kötü hissedebilir. Çünkü kişi o anda sakinleşmek istese de yapamıyordur, çaresizdir.
“Saçmalamayı keser misin! Herkes kendi hayatıyla meşgul, kimse sana bakmıyor!” Size mantıksız gelen düşünceler sosyal anksiyetesi olan bireye gelmiyor olabilir. O, o sırada herkesin onunla dalga geçtiğini, onu izlediğini, onu yargıladığını düşünüyor. Böyle diyerek onu rahatlatmaktan çok, daha da üzersiniz.
“ Neden endişeli hissediyorsun ki? Ne var bunda?” Sosyal anksiyetesi olan biri neden bu kadar endişeli olduğunu bilmez. Bilse zaten çözüm bulurdu kendisi için. Böyle diyerek ona doğru düşünemediğini veya bir şey bilmediğini hissettirmiş oluyorsunuz ve kişi kendini hem utanmış hem çaresiz hissetmiş oluyor. Bu tür söylerden olabildiğince uzak durmalısınız.
Peki Sosyal Anksiyetesi Olan Birine Nasıl Yardım Edebilirsiniz?
- Duygularını yaşamasına yardımcı olun ve duygularıyla baş etmesini sağlayın! Kaygı rasyonel bir bozukluk değildir, zihinde var olur. Sıkıntılı anda gerçekçi olmak bir fayda sağlamaz. Yapılması gereken şey; bireyin endişeli olduğunu kabul etmesini sağlamak ve bunun bir süre sonra geçeceğini hatırlatmaktır. Ona karşı sakin ce sabırlı olmalıyız. Yıkıcı cümlelerden uzak durmalıyız.
- Duygulara odaklanın! Neden endişeli olduğunu sorgulamak yerine “ endişeli hissetmenin nasıl bir şey olduğunu” sorun. O duyguyu tarif etmesini isteyin. Karşımızdaki kişiyi anlamaya çalışmak onu rahatlatır. Onun için çabaladığımızı görmesi onu sevindirir ve sakinleştirebilir.
- Bireyin dikkatini dağıtın! Yürüyüşe, spor yapmaya, kitap okumaya yönlendirebilirsiniz. Kaygı yaşanılan sırada dikkatin dağılmasını sağlamak bireyi rahatlatır doğal olarak sakinleştirir. Odak kaygıda olduğu sürece hissedilmeye devam eder, odak kaygıdan uzaklaştırıldıkça birey sakinler ve iyi hisseder.
- Sabırlı olun! Kaygılı birine öfkenizi belli eder, sert davranır ve onu yargılarsanız bireyin daha da kötü hissetmesine neden olabilirsiniz. Oysa kaygılı birine sabırlı olmak ona yapılan en büyük iyiliktir, yardımdır. Bireyi sakinleştirmek için çabalayın.
- Neşeli olun! 😊 Unutmayın ki gülmek stresin düşmanıdır. Suyun, ateşin düşmanı olması gibi..
Sosyal kaygı ile baş edilmesi çokta kolay değildir. Lakin sabır, sevgi ve anlayış ile çözülebilir. Size eşlik edecek bir rehber arayışında iseniz, bizimle iletişime geçebilirsiniz..